Geçen haftanın 2. yarısında henüz adetiniz gecikmeden, özellikle kanda gebelik hormonu düzeyini ölçtürerek gebe olduğunuzu anlama şansına sahiptiniz. Bu hafta hala adet görmemişseniz, “acaba gebe miyim? “ sorusunu kendinize sorarsınız. Bu hafta, genellikle kadınların hamile olduklarının farkına vardıkları haftadır.
Eczaneden alınan idrar çubuk testi veya kanda gebelik hormonu testi ile hamile olduğunuzu anlayabilirsiniz. İdrar ile yapılan gebelik testi, kan ile yapılan gebelik testi kadar net sonuç vermese de yine güvenilir bir testtir. Kandan idrara geçen gebelik hormonu idrarda belli bir düzeye gelince, çubuk testi pozitifleşir (çift çizgi). Bu test negatif çıkarsa ve siz hamile olduğunuzdan şüpheleniyorsanız kanda gebelik testi yaptırabilirsiniz. Adetiniz gecikmesine rağmen kanda gebelik testiniz negatif çıkabilir. Bu durumda ya hamile değilsinizdir ve adet gecikmesi başka bir nedene bağlıdır ya da hamilesinizdir ancak geç ovulasyon (yumurtlama) ve döllenme nedeniyle gebelik hormonu üretimi henüz başlamamıştır.
Bu haftada doktorunuz ultrasonda ilk kez gebelik kesesini görecektir. İlk heyecanınızı hamile olduğunuzu öğrendiğinizde yaşamıştınız. Doktorunuz gebelik kesesini ultrasonda size gösterdiğinde ise gördüğünüz somut görüntü size ayrı bir heyecan yaşatacaktır. Rahim içerisinde normal yerde yerleşen kese ile, gebeliğin bir dış gebelik olmadığı da anlaşılır. Gebeliklerin % 1-2’sini oluşturan dış gebelik olmaması durumunda, bu konudaki endişeniz de ortadan kalkmaktadır.
Bu haftanın sonunda ultrasonda gebelik kesesi içinde yolk sak görülebilir. Ancak embriyo henüz net olarak izlenememektedir. Bu haftanın sonunda bebeğiniz 1 mm uzunluğa ulaşır. 1 gram ağırlığa ise 8. haftada ulaşacaktır.
Rahime yerleşen embriyo gelişmeye ve farklılaşmaya devam etmektedir. Bu haftanın başında iç hücre kitlesi, yolk sak denilen beslenme kesesine ve organların gelişimini sağlayacak üç ayrı tabakaya (ektoderm, mezoderm, endoderm) farklılaşır.
En dıştaki ektoderm tabakasından; beyin, omurilik, sinirler, gözler, cilt, saçlar, kıl folikülleri, tırnaklar, meme, ter bezleri ve diş minesi oluşur. İlk önce bu tabakadan bebeğinizin beyin, omurilik, sinirler ve omurgasını oluşturacak olan nöral tüp oluşmaya başlıyor. Döllenmeden sonraki 18. günde sinir sistemini oluşturacak yapının ilk belirtisi olan nöral plak belirmeye başlar. Nöral plağın kenarları yukarı yukarı doğru kıvrılarak nöral katlantıyı oluşturur. Bu katlantılar birleşerek nöral tüpü oluşturur. Nöral tüpün baş kısmı genişleyerek ileride beynin bölümlerine farklılaşacak 3 kese oluşur.
Nöral tüp kapanırken oluşacak anormalliklerden nöral tüp defektleri denilen ve bebeğin sırt bölgesinde açıklık olarak ifade edilen doğumsal kusurlar oluşabilir. Gebelik öncesi dönemde başlanan ve gebelikte ilk 3 ay devam eden folik asit kullanımı, bu kusuru önlemede etkilidir.
Ortadaki mezoderm tabakasından; kalp, damarlar, böbrek, over, testis, kas, kemik, kıkırdak, ve cilt altı dokuları oluşur. Bu haftada bu yapılardan kalp ve dolaşım sistemi oluşmaya başlar. Dolaşım sisteminin erken oluşması, gelişen ve büyüyen bebeğin besin gereksinimini sağlamaktadır. Hatta bu haftanın sonunda kalp, odacıklara ayrılıp, atmaya ve kan pompalamaya başlamak üzeredir.
En içteki endoderm tabakasından; karaciğer, dalak, pankreas, sindirim sistemi ve solunum sistemi organlarının iç yüzeyi, safra kesesi, tiroid, paratiroid ve timus bezi oluşur. 17. günde tiroid bezinin merkezi kısmı oluşmaya başlar. Bu önemli salgı bezi tüm yaşamı boyunca metobolizma hızını düzenleyecektir.
Adet gecikmesi olmadan önceki dönemde bebek henüz az sayıda hücreden ibaret olduğundan bebeğe zarar verebilecek bir etken ( ilaç, röntgen, alkol …) tek bir hücreyi bile etkilese gebelik bozulur ve düşük olur. Gebelik devam ediyorsa etken gebeliğe hiç zarar vermemiş demektir. Bu durum, “ya hep ya hiç kuralı” olarak adlandırılır. Adet gecikmesi ile birlikte bulantı, baş dönmesi, kokulara hassasiyet gibi şikayetleriniz başlayabilir. Bu şikayetler her gebede ortaya çıkmayabilir. Daha geç dönemde başlayıp şiddetlenebilir. Genellikle ilk üç ayın sonunda hafifleyen ve kaybolan bulantı kusma bazen ileriki haftalarda da devam edebilir. Yeterli besin alamazsanız bebeğiniz için endişelenmeniz gerekmez. Hatta bu dönemde kilo kaybınız olabilir. Üçüncü ayın bitiminde bile 70 gramın altında bir ağırlığa ulaşan bebeğiniz bu durumdan etkilenmeyecektir.